14 Aralık 2012 Cuma

Bir Garip Adam

"Hayatı alnının çatından vurdum. Ne demek berduş. İçiyorsam sebebi var. Ben mi çok mu şeyim yani salağım ki para vereyim içkiye. Umursamıyorum işte. Anarşist diye diye geziyonuz ortalarda ya hani benim kadar çok zarar verdiniz mi acaba hayata. Ne anlarsınız siz götüne koduklarım"

İki duble rakıya beyaz peyniri meze edince kendinden geçti işte... Sorsan sarhoş olmayan tek adam. Baksan ağız kaymış, gözler kırmızı, kafa bedenden ayrı oynuyor... Bir tek kolları anarşist; onlar da beyinden emir almıyor. Öyle kafalarına göre takılıyorlar.

Küçük mahallenin büyük adamı; boyu 2 metre var. Elleri devasa, suratı kafasına oranla daha büyük. Mercekle bakıyorsun hissi veriyor. Üzerinde her zaman kirli olan paltosu var. Rengi griydi önceden, şimdi hem kül rengini hem haki yeşilini andırıyor.

Bir duble daha istedi. Meyhaneci akıllı, vermiyor. Zaten ne zaman birisi ziyarete gelse rezalet çıkarır. Aslında her zaman rezalet çıkarır, ama yabancı birini gördü mü tutabilene aşk olsun! Çok bilmiş havaları, hayat okulunda pişmiş edaları, dedesinden duyup yarım yamalak hatırladığı özlü sözler. "Dönenden bot domalandan tüzük istemicen" diyen bir adam işte.

"Hayır var mı çoluk çocuğun? Yok işte gençsin daha. Okulun var askerliğin var. Daha çok şey görcen. Bak ben iki kere boşandım, askerliği doğuda yaptım; senin rüyanda görmeye korktuğun yerlere girdim ben. Dağlar, çiyanlar, teröristi, dağlısı, cahili; ohooo neler gördüm de konuşuyom. Baktım ki hayat boş, dedim oğlum Cemil, boşver her şeyi. Vuırdum rakıya. Doldursanıza amına koyim şu bardağı!"

Cahilin büyüğü cahil olduğunu bilmeyen. Karşısındaki üniversitelilerin kendini tiye aldığını görmeyen Cemil de onların içinde. Daha önce evlenmedi. Çok istedi ama vermediler. zanaati yok dediler, parası yok dediler vermediler. Sonra askere gitmeye karar verdi. Omuriliği yamuk diye almadılar. Kızın babasına da gün doğdu tabi. Asker bile olamayan adam kızıma nasıl bakacak dedi. Bu da dayanamadı, kaçırdı kızı. İki gün sonra kız döndü geldi. Bohçamı unuttum diye kaçmış yanından. Üstelik namusuna halel de getirmemiş.

"Şimdi bu anarşizm dediğiniz dalga devlete karşı gelmek değil mi? Hah, benden büyük devlet düşmanı yok ki. Elektriğim kaçak, suyum kaçak, baksan vergi vermem, çalışmam, benden daha asi gördünüz mü gençler. Param da yok, keşke olsa ama yok. Arada lotodan para çıkar işte, ama onun da vergisini vermem. Ankara'ya kadar giderim, vermiyom verginizi der gelirim. Bi kere böyle yaptım diye içeri attı piçler. Beş sene yattım."

Cemil değişik adamdır. Bu hayal gücüyle roman yazsa elli kere basılır. Ama o çalışmayı sevmez. Koca İstanbul'da girip çıkmadığı iş kalmadı. Hiç birinde tutunamadı. Tipini beğenmediler attılar, sesini beğenmediler attılar, işini beğenmediler attılar... Cebinde beş kuruşu yoktur hani. Mahalleli bakar ona, ev verir, faturalarını öder, yedirir, giydirir... O da rahmetli dedesinin hatrına. Ölürken vasiyet etti bakın torunuma diye, o gün bu gündür mahalleli Cemil için seferber olur. O da bunun farkında ya, ne bir işe çalışmaya girer, ne de mahalleliye yaptıkları için teşekkür eder.

"Geçen gün alt mahalleden bi adamın arabasını çaldım. Parçalayıp sattım işte. Bu da polise gitmiş. Cemil yaptı filan demiş. Polis geldi kapıma dayandı. Ama ben çoktan parçalayıp satmışım yani. Dedim buyrun abiler arayın evi. Bi bok bulamadılar ya, bu alt mahalledeki adam sinirlenmiş. Geldi dayılanıyo filan çekti bu bıçağı. Bende şalter attı tabi. Yani bi düşün Allah aşkına yani yapılacak iş mi benim gibi adama bıçak çekmek. Dövdüm tabi bunu. Bıçağı da elinden alıp serçe parmağını kestim. Valla billa lan. Al dedim amına koduğum götüne sokarsın dedim koydum cebine yolladım bunu. Akıllanmış polis çağırmadı, çağırsa götünü de keserdim. Bilir yani."

Bu hikaye de geldiğine göre vakit Cemil'in kovulma vaktidir. Bu saatten sonra anlattığı her anısı mahalleliye yaptıkları üzerinedir. Bunca yapılandan ve geçen onca zamandan sonra mahalleli de kaldıramıyor bu durumu atık. Kaç kere konuştular Cemil'le. Yapma etme, bak çok ayıp ediyorsun dediler. Ayık kafayla kabul etti tabi. Ama kanına alkol karışınca tam dinozor oluyor bu adam!

"Ya bırakın beni amına koyim. Her gece her gece sikicem ama artık lan! Bırakın lan veririm parasını içki getirin lan bana! Gençler bakın daha çok şey anlatıcam size çok gördüm geçirdim ben bak. Zaman armutları değil insanları olgunlaştırır gençler. Lan tamam amına koyım çıkıyorum bırakın amına koyım."

Zaman kiminden gençliğini çalar. Kiminden sağlığını. Kiminden de sevdiklerini çalar. Cemil bunların hepsini kaybetti. Hem saçları beyazladı, hem aklını yitirme noktasına geldi, hem de bu dünyadaki tüm yakınlarını kaybetti. Hayat Cemil'e hiç adil değildi. Cemil belki de bu yüzden bize hiç adil davranmadı...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder