Yeni bir oluşum. On küsur senedir unvansız insanlara unvan buluyorlar. Unvanı olan insanlara yeni unvan buldukları da oluyor. Hatta bazı özel durumlarda kişinin unvanını dahi değiştirebiliyorlar. Yani anlayacağınız çok çalışkan ve sistematik bir şirket bu.
Şirket iki şekilde işliyor. Bir, şirkete yakın kimselerin toplumdaki konumunu yükseltmek için kendilerine maddi getirisi yüksek işler bularak unvan kazandırıyorlar. Böylece şirket daha çok kuvvetleniyor ve unvan bulmanın işleyiş süreci hız kazanıyor. (Bazen bunun tam tersi de oluyor. Şirketle işbirliği içine girmeyen kimselerin unvanı ellerinden alınıyor). İki, yine şirkete yakın kimselerin toplumdaki konumunu yükseltmek amacıyla kendilerine halk içinde saygı görecekleri manevi bir unvan bulunuyor. Bu unvanlar daha çok dini veya örfi tarihten seçiliyor, böylece geçmişte yaşayanlar güruhu unvanı kazanan kimseye saygı duyuyor. (Bunun tersi durumunda da şirketin sevmediği kimselere dini veya örfi tarihten kötü unvanlar bulunuyor, bu kimselere duyulan saygı yerle bir ediliyor).

Kazan-kazan politikası sebebiyle her unvan kazandırılan kişi şirkete daha fazla güç kazandırıyor. Bu sebeple şirket tüm ekonomik unvanlarda en az bir adamının olmasına özen gösteriyor. Birine yazar unvanı mı kazandırdı? Onun dozunu kaçırdığı eleştiriye yönelik açılan davada görev alması üzere hemen bir avukat unvanlı kişi buluyor. Avukat yetersiz mi kaldı? Hemen bir savcı unvanı uyduruveriyor. Savcı da mı yetersiz? Öyleyse gelsin hakim unvanı. Baktın olmuyor belediye başkanı, vali, vekil, bakan, başbakan... Bürokraside unvan biter mi? Hiç olmadı manevi açıdan önemli bir unvan bulup halkın gözünde dava açan yazarı yerin dibine sokuyor.

Çok görülmemiş olsa da bazen, şirketin unvan bulduğu kişi şirkete karşı hareket edebiliyor. Şirket, kendi yetiştirdiği adama karşı hareket etmek durumunda kalıyor. Böyle durumlarda şirkete olan güvenin sarsılması beklenir. Fakat sarsılan tek şey yetiştirilen adamın unvanı oluyor. Çünkü elindeki bürokratik unvana karşılık kötü bir manevi unvan uyduruluveriyor. Ardından televizyonlar, gazeteler, sosyal medya bangır bangır bu kötü unvanı bağırıyor. Halk şok etkisi ile aklına sokulan bu unvan yüzünden bu kimseye kin duyuyor ve kimsenin aklına o adamı oraya şirketin getirdiği gelmiyor. Muazzam bir operasyon, muntazam bir sistematik.
Yani komplo, düzenbazlık, güvensizlik, arkadan iş çevirme, ne kadar cinlik varsa şirket hepsini yapıyor. Sizce bu düzen daha ne kadar sürecek?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder