
Adem için sevmek budur işte. Her seferinde hasret denizinde boğulmak. Sevgili her geldiğinde ciğerlerindeki tüm suyu tükürüp kahkahalarla gülmek. O aşkı hep böyle tanımıştır. Bu yüzden feleğin oyunlarına karşı her zaman mağrur, her zaman dimdik durur. Eğilip bükülmez. Süklüm püklüm yardım dilemez. Karşı gelmez, ama boyun eğer. Bilir ki sevgili gelecektir ve bu katran karası zamanları tuzla buz edecektir.
Sevgili bunları yapacağını bilmez. Adem'in yaşadıklarını da bilmez. Sevgili için çöl Gobi'dir, Afrika kırsalında bir hikayedir. Adem için sevgili olmadan yürüdüğü her sokağın, yattığı yer yatağın, gül bahçelerinin, hatta dağ çiçeklerinin çöle döndüğünü bilmez. Ah sevgili... Tüm saflığına nasıl da yeniden aşık olur insan. Cehaleti bile kalpteki yerini büyütür.
Sevgili dediğin Adem'i çöllere düşürür, sonra sulak ovalarda aşkını büyütür. Ne kadar çok severse o çok kadar elem verir. Adem'in yüreğini o kadar çok kavurur. Yokluğu o kadar çok koyar. Ama Adem bilir. Bu hasret de bitecektir. Bitmiş her hasret gibi bu hasretin de sonu gelecektir. Hem gün dediğin nedir ki? Göz açıp kapayıncaya kadar geçen yüz yıl... Sevgili varken bir an, sevgili yokken bir asır...
Ah Adem, ah büyük aşık...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder