Eleştirmek adettendir. Elbette benim de olumlu ve olumsuz eleştirilerim olacak. Bunu da dostluklarına sığınara yapıyorum. Öncelikle, programda belirli bir format yok ki bu benim açımdan bir sorun teşkil etmiyor. Ben bu adamların seslerini özlediğim için yaptıkları muhabbet sıkıcı gelmiyor. O yüzden pek tarafsız sayılmam. Bu sesleri ilk defa duyan birisi muhabbet hakkında ne düşünür bilmiyorum. Yine de kimsenin konunun akıcılığı hakkında olumsuz bir şey söyleyebileceğini sanmıyorum. Sıkmıyorlar, dinletiyorlar.
Solak beyin sesine hayranız. Vurguları gayet hoş ancak gülerken mikrofona hönkürmese daha iyi olur. İnsan gibi gül azcık kardeşim. Hacı bey de konuşurken kelimeleri yuvarlıyor. Valla yanında olsam ağzına vururdum bir tane dün akşam, ona göre eleman. Aklına geleni hemen söylemek için hızlı konuşmana gerek yok. Sakin.
Bir de küçük bir tartışma yaşandı. Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olan biri bu gençlere saçmalamakla liseli muhabbeti arasındaki farkı öğretmeye kalktı. Olsun. Olu böyle şeyler. Ne kadar küçük bir başlangıç da olsa dinleyen herkes aynı düşüncelere sahip olacak diye bir durum yok. Yine de ben Solak beyden biraz daha zeka parıltısı içeren bir cevap beklerdim. Hayatında dinlediği tek sohbet programı Kaybedenler Kulübü filmi olan bir adamı aşağılamak o kadar zor olmasa gerek.
Velhasıl kelam, program güzel, fikir güzel, insanlar güzel, salı gününü iple çekiyorum diyebilirim. Bu programda en azından telefon cızırtısına bir çare bulursanız, ben de size telefon bağlantısını nasıl bilgisayara bağlayacağınızı sonraki hafta söylerim.
Yeni nesil gençlerin dinamizmine bok atanlara sesleniyorum, iki mikrofon içinize kaçsın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder