Sonra bir görüş iktidara gelir. Önce milli görüş der, sonra o gömleğin üzerine liberalist ceket giyer. Buradan sonrası önemli. Buradan sonra, muhalefette kalan her parti, ister milliyetçi olsun ister sol görüşlü, anında oportünist olur.
Nedir oportünizm? Fırsatçılıktır. İktidarın yanlışları üzerinden politika yapmaktır. Bir siyasi görüşü desteklemek yerine, iktidarın görüşüne ters düşen her görüşü desteklemektir.
Gezi Parkı direnişine katılan partilerin kendi flamalarını alıp çıkmasının esas sebebi budur işte. Fırsattan istifade halkın belli bir kesimine sempatik görünme çabası...
Bu yüzden Türkiye üzerinde sivil bir direniş gerçekleşmez, gerçekleşemez. Çünkü partiler flamalarını alır çıkar, iktidar partisi de "bakın bu sivil direniş değil, parti bayraklarıyla çıktılar, amaç muhalefet" der. Sonuçta iktidar yanlılarıyla karşıtları olarak halk ikiye bölünür.
Gezi Parkı direnişinin başından beri yaşadığımız durum bu. Sivil bir direnişi şahsi olarak desteklemek yerine "falan parti çapulcuların yanında" diye destek verildiği için, hala direnişin legalliği tartışılıyor. Yabancı menşeli olup olmadığı, faiz lobisine hizmet edip etmediği, ülkeyi bölme çabası olup olmadığı konuşulup konuşulup bitirilemiyor...
Saygıdeğer okur. Büyük ihtimalle benimle aynı görüşü paylaşıyorsun. Aksi halde bu yazıyı okuyor olmazdın. Ancak söylediklerimi iyi dinle. Aklına yatarsa da karşı görüşlü olanlara söyle. Ülkenin sürüklendiği kaos darbe veya devrim kaosu değil. Ülke, büyük bir ayrışmaya koşuyor. Bu ayrışma öyle Tayyip'in baştan inmesiyle bitecek bir ayrışma değil. Bu ayrışma, bizzat Tayyip'in eliyle "dindar-dinsiz" diye halkın birbirine düşme ayrışması.
"Gelişen ülkelerde yabancı şirketlerin, faiz lobilerinin düzenlediği isyanlar" diye adlandırıyor yandaş olanlar Gezi Parkı direnişini. Sebep? Brezilya'yla aynı zaman dilimlerinde başlamış olması.
Bakın, Twitter'de de bir kaç kişiye söyledim. Brezilya bir Latin Amerika ülkesidir. Latin Amerika, ABD'ye yakınlığından ötürü daima iş isyanlarla uğraşmıştır. Çünkü bir yanda davulun sesinin hoş gelmediği insanlar, bir yanda ABD'nin düzenlediği -eğer hükümet ABD yanlısı değilse- iç karışıklıklar bulunur. Zamanında Küba'da, yakın tarihte Venezuela'da ABD eliyle çıkarılmış isyanlara bir bakın. Demeye çalıştığımı anlayacaksınız.
Kaldı ki Brezilya, yeni hükümetle beraber tamamen liberalist politikalar izlemektedir. Liberalizm zaten teori ve pratik işleviyle ABD emperyalizminin desteklediği bir sistemdir. Neden iç karışıklık istensin orada? IMF borcu bittiği için deniyor. Dostum IMF borcu biter ama dış ülkelere borçlar gelir. Devletin kendi elinde bir işletmesinin, bir fabrikasının, yani kendisine kar sağlayan bir kamu kuruluşunun olmadığı bir sistemde, borç bitirecek para nereden bulunacak? Vergileri arttıracaksın, yaşamayı daha pahalı hale getireceksin, yetmezse dış ülkelerden borç alıp "bakın ben IMF borcunu bitirdim" diyeceksin.
Açın bir bakın, Türkiye'de de Brezilya'da da cari açık IMF borcu biterken yükselmiş mi yükselmemiş mi...
Açın bir bakın, Türkiye'de de Brezilya'da da temel ihtiyaçlar bazında vergilendirme artmış mı artmamış mı...
Dünyada dış mihrakların düzenlediği isyanlarla hükümetler düşmüş müdür, evet. Ancak ülkemizdeki durum bunun tam aksidir. Bir kere eğer ortada isyan olsa, ÖSO gibi silahlı, toplu tüfekli çatışmalar olur. Burada tek gördüğümüz elinde karanfil olan adamlara polisin sıktığı su ve attığı biber gazı. Gözü çıkan, yaralanan, yaşamını yitiren insanlar...
Allah aşkına, oportünizmin gerekliliklerini yerine getiren partilere bakıp "işte dış mihrakların kanıtı" diye sizi kandıran iktidar partisinin ekmeğine yağ sürmeyin. Ortada özgürlük isteyen, ayrışma olmasın isteyen insanlar var. Onları "bir avuç çapulcu, kandırılmış zavallılar" olarak görmeyin. Dertlerini dinleyin ve destek verin. Bu ülke hepimizin. O yüzden hepimizinmiş gibi davranalım. Zaten tek yumruk olup vesayeti ve oportünizmi bitirirsek, önümüzde ne faiz lobisi durabilir, ne de çok korktuğunuz dış mihraklar...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder