11 Eylül 2013 Çarşamba

Yeter Piyon!

Şarkılarımın neşesini çaldınız...

Farklı bir hayatta, farklı koşullarda çok sevdiğim insanlar olabilirdiniz. Çok güzel şeyler yapardık sizinle. Önce aynı tasa kaşık çalardık. Sonra çıkar Tophane'nin közde Türk Kahvesi'ne nargileyi meze yapardık. Hesabı Alman usulü ödeyip tramvaya kaçak binerdik. Gülerdik, eminim çok gülerdik.

Bugün bu ihtimali düşünemiyorum bile...

Bir tazyikli suda kaybettik ortak geleceğimizi. Biber gazı öyle yoğundu ki aradık ama bulamadık. Arkamızda TOMA'lar koşarken birbirimizi unuttuk. Ve kurşun yeyip, dövülüp, köprüden düşüp, biber gazı çekirdeğiyle kafatası çatlayıp ölenlerle ortak bir gelecek hayallerimizi rafa kaldırdık.

Birimiz ölenlere üzülmedi...

Aynı toprağın çocukları. Aynı sokaklarda büyüyen, aynı müzikleri dinleyen, aynı camilere giden, aynı kıyafetleri giyen, aynı güzelleri seven çocuklar. Aynı sudan içtik ama aynı doğruyu savunamadık bir türlü. Herkes çevresini kendi doğrularıyla öyle doldurmuştu ki, gerçeği görenler marjinal sayıldı.

Böylece bir nesil daha ayrıştı...

Bir kısım şeriatçı oldu, bir kısım laik. Bir kısım Erdoğancı oldu, bir kısım Kemalist. Bir kısım İslamcı oldu, bir kısım şovenist. Hümanist olanlar polisçi oldu, sosyalist olanlar militarist. Herkesin şirazesi kaydı. Darbe istendi, devrim istendi, başkanlık istendi.

Ama ölenler ölmüştü bir kere...

Kimsenin karşıt görüşe tahammülü kalmadı. Koskoca genç neslin yüreğini kin, irin gibi ka
pladı. Ortak bir dil konuşulurken ortak noktaların bu kadar az olması tesadüf değil. Siyaset Matt'ın rating formülünü kullandı. Her sekiz hamlede bir piyon düştü. Yalnız onlar da bir şeyin farkına varamadı.

Karşıda on altı beyaz piyon vardı...

Bu tahtada basın fil oldu. Piyonlar arasındaki ilişkiyi kesti. Yazarlar kale gibi doğruların karşısına dikildi. Ve atlar validen, belediye başkanından başkası değildi. Vezir olarak gördük bakanları ve vekilleri. Ve şah, beyefendinin kendiydi. Böyle bir tahtada piyonlar yalnızca birbirine küfretti.

Dil bir kez daha yenildi...

Bu tahta, bu satıh hala kurtarılabilir. Siyah piyonlar siyasetin gözlerine taktığı güneş gözlüğünü, üzerine giydirdiği siyah takımı çıkarırsa beyaz benlikleri gün yüzüne çıkacaktır. Artlarında duran ehli keyfin yaptıkları onları da üzecek, direnişe itecektir. Bu vatan hainliği değil. Bu vatanı para gözlülerin, adam kayıranların, dini sömürenlerin, batı kölelerinin elinden kurtarmak. Bu vatanın her karışını, her evladını istisnasız kucaklamak.

Uyan karşıdakini düşman gören piyon. Uyan, bitsin bu oyun. Karşındakini dinle ve düşün. Yeter yiten canlara. Yeter sakat kalanlara. Vatan, senden adalet bekliyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder