Sefaköy'de belediyeyi, Avcılar'da kahveyi, mahallede CoD2'yi, Fahreddin'i Kerim'i hatırlarsın. Benimle ilgili kimsenin bilmediklerine vakıfsın. Nice geceleri tek derdi sigarası olan adamlarla çardakta saçma sapan muhabbetler yaparak öldürdük. Ergendik, saçma sapan işler peşinde koştuk. Yarını düşünmedik, hep o günü bitirdik. Birilerinin günahına girdik. Dersimizi almadan birilerine ders verdik. Abilere gittik, abi olduk. Deli çağımızı boş işlerle bir güzel tükettik.
Şimdi sen doğru bildiğinin peşindesin. Dünyanın bir ucunda. Ben hala boş işlerdeyim. Misal, bugün iki sınavım var ve ben, önceden yazmış olmam gereken bu yazıyı şu an yazıyorum. Hep aynı yumurta ve kapı vecizesi. Hep aynıydım zaten, hep de aynı kalacağım. Sen doğru bildiğin hakiki doğruların peşinde koşarken, ben sana hiçbir zaman fiziki olarak destek ol(a)mayacağım. En azından sana buradan yük olmayacağım.
Yazmak isteyince yazamıyorum zaten. Şöyle baktım da yukarıya, hiçbir edebi değeri yok yazdıklarımın. Milletin yazdığı mektuplardan ders veriyorlar. Benim yazdığımı okusalar hakkında tek söyleyecekleri "mektup böyle yazılmaz" olur. Zaten mektup da değil bu.
Aman boş ver. Beni de boş ver. Buraları da boş ver. Yürü sen dost. İçin güzel, işin güzel, bahtın da güzel olsun. Kimselerin düşünmeye cesaret edemediği güzellikler peşinde koş hep. Kimselerin gidemediği yerlerde, kimselerin bilmediği topraklarda doğru bildiğin gerçek doğruları yaymaya devam et. Birilerine bir şeyler öğret, buradakilere yapamadığımızın aksine. Tekken daha iyisin zaten, benimle, bizimle değil.
Yemeğini ye, suyunu iç, hayata hep gülümse. O saçma sapan esprilerini her dilde tekrarla. Hep fırlama ol. Yırtık çoraptan çıkar gibi her işe atla. Yorulma, ben senin yerine de yorulurum otururken. Bırak boş işler benim olsun, sen hep doldur bardağı. Sonra da o dolu bardağı paylaş her gördüğünle. Kimseden Allah'ın selamını esirgeme. Kırmazsın zaten ya, söylemiş olayım, kalp kırma. Kimsenin de kalbini kırmasına izin verme. Geceleri geç saate kadar oturma. Yaptıklarını yapamayacak kadar korkak adamlar olacak, hakkında kötü konuşacaklar, kafana takma. Dağ bayır gez, keşfet. Gittiğin yerdeki güzellikleri sev. Bir de bu kardeşini arada sırada hatırla.
Şimdi sen gittin ya buralardan... Neyse. Ziyaretin kısası makbul. Derse döneyim ben. Sen de güneşten tunçlaşmış temiz yüzlü çocuklara benden selam söyle. Yanlarına gelemeyecek kadar korkak biri var onları ta buralardan seven.
Selamunaleyküm.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder