28 Aralık 2013 Cumartesi

Bir Ustanın Analizi

Yaşananlar, yaşanmakta olanlar ve yaşanmasından korkulanlar arasında gezinen bir gündemimiz var. Hakaretin ve radikalizmin her türlüsü mevcut şu an Türkiye toprakları üzerinde. Ve milyonların içinde olduğu bir cemaatin "zararlı örgüt" ilan edilmesi veya yakın geçmişe damga vuran bir hükümetin azli mümkün. Ufak bir çözümleme yapayım dedim. bu çözümlemeyi de başbakanın twitter hesabından atılan tweetler üzerinden yapacağım.



Hukuktaki ilk öğreti "üstünlerin hukuku değil, hukukun üstünlüğü" öğretisidir. Basite indirgendiğinde bu söz "parası olanların parası olmayanlar ezemeyeceği" anlamına gelir. Yani bir anlamda hukukun üstünlüğü, hukukun egemenliği aynı zamanda halkın egemenliği anlamını taşır. Yani başbakan burada aşağıda çokça karşılaşacağımız şekilde kendisiyle çelişmekte.



Başbakan burada darbe dönemlerindeki zihniyete seslenmiş. Bu zihniyete göre meyve veren ağacın taşlandığını, müslüman olanın hor görülüp aşağılandığını ve hemen alaşağı edilmek üzere harekete geçildiğini anlatmak istemiş. Hem içeride hem dışarıda derken, yurt içi/dışını mı parti içi/dışını kastetmiş anlamasam da söylemek istediği, "hainler var hainler, bizi eski kafayla bitirmek isterler" olabilir. Darbe zihniyetinden en çok şikayet edenin cemaat olması ironisi bize kalsın şimdilik.



Burada bir parantez açmak istiyorum. Adını bilmediğimiz ülkelerde İslamiyet'i yayan bir cemaate karşı din sömürüsüyle prim yapmaya çalışmak neyin kafasıdır anlamadım. Gezi parkı olaylarında başörtülü bacım, camiye ayakkabı gibi saçma sapan kara propagandalarla gündemi uzun süre meşgul etti ama, cemaate karşı bunu yapamaz. Herhalde amacı sadece "ben hala dindarım" görüntüsünü çizerek seçmeniyle ters düşmemek.



Zurna zırt demeye başlıyor. Ben burada olayı biraz da şizofreni olarak değerlendiriyorum. Senelerdir "dış güçler" diye kendi seçmenini kandırırken, söylediği yalana kendisinin de inanmış olması muhtemel tabii.. Yine karşı tarafı büyük bir zan altında bırakan açıklaması suçluluk psikolojisinden başka bir şeyle açıklanamaz. Hiçbir kanıt olmadan insanları suçlamasına alışkınız. Her cuma kanıt bekleyen insanlar var hala..!



Bu üç tweet de her zamanki gibi "biz bunu bunu yaptık" açıklamalarından. Ama olayı başından kavrayamamış olduğunun da göstergesi. Soruşturmada neler yapıldı diye değil, nasıl yapıldı diye soruluyor. Sen bu rakamları nasıl yukarı çektin, bunları yukarı çekerken kimlere neleri peşkeş çektin diye soruluyor. Ah bu adam...



Burada da bir "usta"nın politik zekası görülüyor. Her şeyi birbirine bağlamaya meraklı bir kitleye "bakın bunla bu da bağlantılı" diyerek yol gösteriyor. Mesela bugün okuduğum bir başka tweet sürecin üçüncü köprü ihalesini kazanan adamı içeri almaya yönelik başlatıldığını, amacın Geziciler gibi Büyük(çok büyük ama, devasa böyle) Türkiye'yi engellemek olduğunu yazıyordu. İnsanın kanı donuyor. İddialardan değil ama, bunları iddia edebilecek kadar beyinsiz insanların varlığından...



Ve son iki... Önce "devlet okulları bize yeter" diyen başbakan, ardından "müslüman elinden ve dilinden emin kimsedir" diyerek üst üste iki tweetinde çelişiyor. Devlet okulları kime yetiyor acaba? Devlet okulunda okuyan bir çocuk devletin sorduğu sorulara yanıt verecek bilgi düzeyine bile ulaşmıyor bu ülkede. Müfredatın yanlışlığını, okullardaki kalitenin düşüklüğünü falan hesaba katmıyorum bile. Allah aşkına köy okullarına yardım götürüyorum ben be adam, görüyorum çocukların da okulların da ne durumda olduğunu. eğitim sistemi bu kadar eksikken önce ailelerden yalan söylemesini istiyorsun, sonra da "müslümanın dili emindir" diyorsun. Bu ne perhiz, bu ne kuru kestane?

Kısaca, partisindeki istifalarla ve en güvendiği yerden, "tüyü bitmemiş yetimin hakkını yemedik" politikasından darbe yiyen Erdoğan ağzına geleni söylemektedir. Olur böyle şeyler, her politikacının başına gelir de, hala söylediklerini dinleyenler, inananlar var. Ben onlara üzülüyorum. Yazık vallahi. İlerleyen yıllarda geriye dönüp baktıklarında yüzleri kızaracak, yerin dibine girecekler.

Son olarak, Taksim'e çıkmayın. Erdoğan'a başka bir koz vermeyin. Belli ki soruşturma ve iddianame çok sağlam ilerliyor. Erdoğan'ın "bakın cemaatle geziciler aynı, arkalarında da İsrail'le ABD var" şeklinde mesnetsiz ama ülke gerçeklerinde yeterli sayılan mazlum edebiyatını yapmasına izin vermeyin. Saygılar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder