"Gezi bir sokak çocuğuydu. Sandık ise ıslah evidir. Biz Geziyi sandıkta kirletmeyiz" diyenlerin ne kadar haklı olduğunu anlayabiliyorum. Ve anlayabilenlere sesleniyorum...
Erdoğan şu an balkon konuşmasında içimi okurcasına "Türkiye artık yeni bir döneme girmiştir" diyor. Evet, yepyeni bir döneme girdik. AKP Cumhuriyet tarihinin en yüksek katılımlı seçiminde şu ana kadar %80 açılan sandığın %45'ini aldı. Erdoğan ve kurmayları sosyal medyada oluşturulan muhalif kampanyalara rağmen bu kadar oy almanın verdiği güveni iliklerinde hissedecektir. Şu andan itibaren de muhalif ve sevmediği kesimleri susturmak için daha fazla sertleşecektir.
Seçime kadar yaşananları sayalım. Gezi Direnişi ve devamı niteliğindeki eylemlerde onlarca insan yaşamını yitirdi, yüzlercesi yaralandı veya uzvunu kaybetti. 17 Aralık operasyonunu başlatan savcıların, hakimlerin, emniyet müdürlerinin yerleri değiştirildi. Akla mantığa sığmaz yasalar çıkarıldı, sosyal medyada özgürlük kısıtlandı. Suriye savaş uçakları düşürüldü, muhaliflere silah yardımı yapıldı. Ve şu an seçim dağdağasının akli dengesizliği sebebiyle aklıma gelmeyen nice spesifik olay yaşandı.
Hani bir slogan var, bu daha başlangıç mücadeleye devam diye. İşte bu yaşananlar giriş bölümü mahiyetindeki birinci perdeydi. İkinci perde gelişme bölümü olacak. Cemaatteki insanlara üzülüyorum, onları gerçekten zor günler bekliyor. 5 sene evvelinde Ergenekon, Balyoz diye içeri tıkılan paşalara yapılan muameleyi yarın onlar yaşamaya başlayacaklar. Sonra, vatan bir bütündür parçalanamazcılara üzülüyorum. Cumhurbaşkanlığı seçimlerine kadar yaşanacak süreçte güneydoğuda özerkliğin ne kadar yakın olduğunu anlayacaklar. Bir de savaş karşıtlarına üzülüyorum. Vakti zamanında ABD-Rusya arasındaki soğuk savaşın benzerinin, hatta daha beterinin Türkiye-Suriye arasında yaşandığını görecekler.
Bugün Erdoğan'ın söyleminin aksine kazanan milletin iradesi değil, nefretin cazibesi olmuştur...
Her şeye rağmen umut yüklü insanlar kaldı mı bilmiyorum. Ancak umutlanmak isteyenler için ufak bir yorum getireyim. AKP'nin bugün bu kadar oy almasının başlıca sebebi yeni büyükşehir olmuş belediyelerdir. Eğitimi eksik, ekonomi ve siyaseti kahvede öğrenmiş kırsal kesimin "adamın çok üstüne geliyorlar ama sağlam duruyor, helal olsun" diyerek verdiği oylar AKP'yi ayakta tutuyor. Bu oy verenler bizim iki üç nesil üstümüz. Biz onların yaşına geldiğimizde bizim yerimizi dolduracak olanların eğitimi ne kadar iyi olursa, AKP ve türevlerinin ileride bu ülkede iktidar olması o kadar zor olacaktır. Diyeceğim o ki, kardeşlerinizi ve evlatlarınızı ekonomik, siyasal ve dini bazda açık görüşlü ve bağnazlıktan uzak olarak yetiştirin. Belki o zaman geleceğe umutla bakabiliriz.
Son olarak, seçimler oyla değil zihniyetle kazanılır. O yüzden "oyları bölmeyelim" mantığının yerini "zihniyeti değiştirelim" almalıdır. Onlar ne kadar bağnazsa biz o kadar doğrucu olmalıyız. Onlar ne kadar namussuzsa biz o kadar namuslu olmalıyız. Ben kendimden geçtim. Zaten neslim Türkiye'nin görüp görebileceği en karanlık zamanlara denk geldi. Bari çocuklarım ampul simgeli karanlıktan kurtulabilsin. Bari gelecek nesil gerçek kardeşliğin, gerçek refahın hatta gerçek İslamiyet'in ne olduğunu öğrenebilsin...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder