15 Aralık 2014 Pazartesi

Demokrasi Bitince

Demokrasi... Adını sıkça duyduğumuz peri masalı! Karşıt fikir olmadan demokrasi var olabilir mi? Özgürlük olmadan demokrasi hayatta kalabilir mi? Bu peri masalı bir halkı çocuk yerine koyarak anlatılmaya devam edilebilir mi?

Dün, hepimizin uzun zamandır olabileceğini bildiği fakat demokratik sebeplerle gerçekleşmeyeceğini düşündüğü bir olaya tanık olduk. Yirmi birinci yüzyıl Türkiye'sinde bir gazete boyunduruk altına alındı. Bir emniyet müdürü tutuklandı. Bir yayın grubu hemen hemen tüm organlarıyla suçlandı. İddialar arasında silahlı örgüt kurmak da vardı. Bak sen şu işe..!

Bir yayın grubu elbette ki silahlı bir örgüttür. Kurşunu kelimeler, silahı matbaalar ve stüdyolar olan bir örgüt! Kendi fikirleri olan, kendi dünya görüşünü kendinden olanlara sunan bir örgüt. Kimseye zorla fikirlerini okutamayacak, böylesi kudreti olmayan bir örgüt! Yalnızca ve yalnızca demokratik bir ülkenin sınırları içinde var olabilecek bir örgüt..! Zira demokrasi yoksa karşıt görüşler de olmaz. Nitekim karşıt görüşler yoksa o ülkenin demokratlığı yalnız iddiadan ibarettir.

Koskoca devletin başındaki kimseler bu söylediklerimi bilmiyor mu? Elbette ki biliyor. Elbette ki operasyonu yapan da yaptıran da bunlardan haberdar. Bu sebeple aylardır "ihanet şebekesi" diye, "paralel yapı" diye, hatta geçen gün "faili meçhul cinayetleri var" diye düne hazırlık yapıldı. Asılsız iddialarla karşıt görüşlerin ipini çekmek... Ortada bir kanıt vardı da biz mi görmedik yani? Yolsuzluk operasyonunda ortaya çıkan hiçbir kanıta inanmayan bizler, bir adamın kuru-sıkı sıkılmış sözleriyle yapılan bu operasyonun doğru olduğuna mı inanıyoruz şimdi? Vay ki ne vay...

Şu an ipleri elinde bulunduran hükümetin ülkeye ileri demokrasi getirdiği söylendi hep. Ben aksine ülkeye ileri inşaatın, ileri yolsuzluğun ve ileri haramın, ileri tek tarafçılığın getirildiğini savundum. Dün yapılan operasyondan sonra haklı olduğum ortaya çıktı fakat bununla kıvanç duymuyorum. Zira ben demokratik bir ülkede yaşamak istiyorum! Herkesin açıkça fikirlerini söyleyebildiği, hak edenin başa geldiği, kimsenin fikir suçlusu sayılmadığı, kimseye iftira atılmadığı bir ülkem olsun istiyorum! Belli ki çok şey istiyorum!

Bir konuya açıklık getirmek istiyorum. Bir gazete kapandı diye demokrasi bitmez. Demokrasi bu kadar pamuk ipliğine bağlı bir sistem değildir. Pamuk ipliğine bağlıdır da, o ipliği kopartan sebep bir gazetenin kapanması olmaz. Bu sebeple yukarıdaki önermenin doğru şekli şöyledir: Bir gazete, demokrasi bittiğinde kapanır. Hatta bir eylemci demokrasi bittiğinde vurulur. Bir havuz medyası demokrasi bittiğinde oluşur. Bir yolsuzluk demokrasi bittiğinde yapılır. Ve şu durumda, bir seçim demokrasi bittiğinde kazanılır. Zira karşıt görüşlerin elendiği bir ortamda seçilecek tek zat varmış gibi görünür...

Dün bu ülkenin tarihindeki en büyük lekelerden biri olarak kalacak. Teröristle müzakere yapılan bir zaman diliminde gazeteciye terörist damgası vurulmasını torunlarımız hayretle ve alay ederek okuyacak. Diğer milletler bize gülecek, eski kafalı monarşikler diyecek. Öte tarafa göçünce bugün haksızlığa uğrayanlar "bizi savunmadınız" diye yakamızı sündürecek. Ve unutmayın, demokrasi bittiği için yakın gelecekte daha çok gazete kapatılıp daha çok insan ihanetle suçlanacak. Belki bu aciz öğrenci parçası bile tehdit olarak algılanıp tutuklanacak...

Olsun... Biz vatana köpek olduktan sonra. yuları deli seyisin elindeki atların çiftesi anne tokadı gibi yoldan çıkmamızı engeller ancak!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder