11 Haziran 2013 Salı

Aç Avuçlarını Amin De

Dün "bize yarına kadar mühlet verdiler" diyen arkadaşım bugünün habercisiydi.

Sabah "polise molotoflu saldırı" diye uyandık. Öğlen molotofun yanına taş eklendi. Akşam "molotoflu, taşlı, sopalı marjinal gruplara" evrildi...

Göt yalayıcıların, çanak tutucuların, gerçek eli sopa tutucuların, yıldırma politikası izleyicilerin, at gözlüğü takıcıların ve olayları duymak istemeyicilerin ülkesinin en önemli şehrinin göbeğinde, gaz bombası yiyen, coplanan, yaralanan, kaybolan, düşen ama yılmayan masumlar güruhu var.

Bir saat sonra uyku gözlerinize çökünce, rahatça uyuyabilecek misiniz?

Tabii ki bu yazıyı görmeyeceksiniz. Yabancı basını okumayacaksınız. Molotof atarken kendini yakan, TOMA tarafından söndürülüp polislerin arasına dönen adamın videosunu izlemeyeceksiniz. Kalıplaşmış yargılarınızla ana akım medyanın yandaş yayınlarını izleyip "vay teröristler" diyeceksiniz.

Aklınızdan "İşte 80 döneminde ülkeyi berbat eden darbe yanlıları bunlar" diye geçireceksiniz.

Provokatörün tillahı başbakanı yargılamak aklınızın ucundan bile geçmeyecek ama... Çünkü geçmişte çok kötü günler yaşadığınızı düşünüyorsunuz.

Ben size kötü günleri söyleyeyim mi?

Kötü günler ülkenin genci, yaşlısı, çoluk çocuğu hükümetten özgürlüğünü istemek için masumane direnirken, aralarına provokatör karıştırarak onlara müdahaleyi legalleştiren siyasi zihin canavar polisini üstlerine gönderirse kötü günler başlar.

Ortalık "yeter artık atmayın" çığlıklarıyla inlerken, polis şevkle yeniden gaz bombası atarsa kötü günler başlar...

Gerçekten insanların ceplerine para girmez, hatta çıkarken ve bu kadar eziyet çekerken, faiz lobisi çıkarına orada durmaya devam edeceğine mi inanıyorsunuz?

İnanmıyorsunuz. Çünkü inanmak için bir şeyi anlamak gerekir. Anlamak için algılama, algılama için yorumlama, yorumlama için haberdar olma gerekir. Ama siz gözünüzü aptal kutunuzdan ayırmazken, zaten yandaş fikirlerle dolu beyninize oradaki gençler aleyhine bilgiler eklemeye devam ediyorsunuz.

Provokatör babanızdır efendiler! Provokatör, babanızdan çok değer verdiğiniz ve "başbakanım" derken yüreğinizin titrediği, halkına karşı acımasız dediği Esad'ı eleştirirken, onun yaptıklarının daha fazlasını kendi halkına yapmaktan çekinmeyen Recep Tayyip Erdoğan'dır.

Provokatör, onun yanında çalışmak için özel eğitilmiş, bilmem kaç üniversite bitirip bilmem kaç uzmandan sosyal bilimler dersi almış, şu anda başbakanlıkta danışman olarak çalışan ve her konuşmasını düzenlerken oradaki gençler aleyhine orada olmayanları doldurmak için metne sert cümleler ekleyenlerdir.

Provokatör, siyaset yapmak için oraya çıkan, rahat koltuklarında otururken oradakilerin direnişinden prim yapmaya çalışan, sırf olayın seyri değişsin diye oraya sopalar, havai fişekler yığan, provokasyon yapmak için para alan karaktersiz köpeklerdir.

Provokatör, oradaki güzellikleri göstermemek için kıçını yırtan, paralı köpeklerin attığı molotofu göstermek içinse birbiriyle yarışan çanak tutucu ve yalayıcı ana akım medyadır.

Bu ülkede devrim olmaz. Olmayacak. Bu ülkede darbe olmaz. Olmayacak. Haklısınız, halkına bunu yapanlar da cezalandırılmayacak.

Ama "camiye ayakkabılarıyla girip içki içtiler" derken çok savunduğunuz, mesele zulme gelince unuttuğunuz İslam'ın söylediği gibi, hesap günü gelince bu zulmü yapan da destekleyen de zulmü çekenlerin veballeri altında ezilecek.

Allah, anlamayana anlama, inanmayana inanma ve zalime merhamet etme kuvveti versin.

Ve Allah, bile bile, isteye isteye, sırf dünyevi zevk ve kudret için oradakilere zarar verenleri hem bu dünyada hem öte dünyada kahretsin.

Allah uykumu kaçıranların, sınavlarımı sabote edenlerin belasını versin...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder