Perşembenin gelişi çarşambadan belliydi. O çarşamba günü televizyonlarda, duvara asılan afişlerde hep aynı şey söylendi. "Dindar nesil yetiştireceğiz."
Bugün perşembe. Kindar nesil hayırlı olsun.
Rasyonel bir insanım. Bir harf için olay çıkarmam. Zaten ben prensip olarak olay çıkartmıyorum. Olayı itile kakıla, münafık diye adlandırıla adlandırıla, dışlana dışlana toplumun dışına atılmış dindar olmayan nesil çıkartıyor.
Dindar ve kindar aynı anlama gelir diyorlar...
Yeryüzüne inmiş son semavi dine inananların, inançlarına bu derece ihanet edebileceğini kimse tahmin edemezdi.
Seneler boyunca beraber gezen, beraber yeyip içen, düşmanlara(!) beraber göğüs geren iki topluluk bugün "dindar"lıkları ile "kindar"lıkları arasında kaldı.
Nitekim Gezi olayları sırasında yerden yere vurdukları sosyal medya, savaşlarının en büyük cephesi oldu. Twitter'da iki grubun da birer gündemi olmadan bir gün geçirebiliyor muyuz?
AKP seçmeni, seneler boyunca "çok büyük adam" diye nitelendirdikleri Fethullah Gülen hakkında karikatürler, "fotoşok"lu fotoğraflar ve ağza alınmayacak cümleler paylaşırken, cemaat mensupları da yolsuzlukları gündemden düşürmemek için çabalıyor.
4+4+4 sisteminde yer alan bir dünya din dersini getirenlerin o derslerin özünden, ahlaktan, nasibini almamış olması da bizi dindar-kindar paradoksuna götürüyor.
Ey iman edenler, Allah aşkına söyleyin, İslamiyet'i bugün getirdiğiniz çizgiden memnun musunuz? Ağzınızdan salya saçarak karşı tarafa saldırırken yüreğinizde kabaran öfke denizinden, alnınızda çatlayan asabiyet damarından mutlu musunuz? Hakaret ederken dilinizin dönme rotasından tatmin oluyor musunuz?
Bana dünyanın en ateist, en Allahsız adamını getirin. Sizden daha çok sevip bağrıma basmaz isem sizin kadar din düşmanı olayım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder