2 Şubat 2014 Pazar

Dalkavuk Basın

Türkiye basını kendisine çok güveniyor. İnanılmaz bir ego patlaması var her birinde. Özellikle bu dalkavuk kesimden bahsediyorum. Hani kendine ana akım medya diyen, yumurta akı medya...

Matbaanın bulunuşundan bu yana bir kesim sürekli olarak fikirlerini empoze etmek için yazıyı kullanmaya çalıştı. Örneğin, Protestan mezhebi matbaanın bulunuşundan sonra yayıldı. Hitler dağıttığı broşürlerle ve gazetelerle koltuğunu sağlamlaştırdı. Yazılı basın, bunun gibi pek çok sosyal ve siyasal olayda başrol oynadı. Ama dünyada...

Bizim ülkemize gelince işler biraz daha değişiyor. Darbe dönemleri başta olmak üzere, bizim ülkemizde fikirleri empoze etmenin yolu "sansür"den geçiyor. Elbette ki başta olanların fikirlerini savunan gazeteler vardı, ancak esas önemli olan karşıt görüşlü gazetelerin sansür yoluyla susturulması idi. Ki sansür yıllar boyunca uygulandı, uygulanmaya da devam ediliyor.

Lakin, günümüzde sansür eski bilindik sansür mekanizması olarak işlemiyor. Çünkü günümüzde karşıt görüşlü gazete bulunmuyor. Evet evet yanlış duymadınız. Ülkenin başında olanların paraya tapması gibi, basının başındakiler de paraya ve güce tapıyor. Bu sebeple de tüm fikirlerini, hatta vicdanlarını hüküm sürenlere peşkeş çekiyorlar.

Bu ülke son bir senede, 90 senede görülmeyen toplumsal olaylar yaşadı. Gezi Parkı olaylarından bahsediyorum. O süreci evinde, televizyon başında geçirenlere soruyorum. Hiç Gezi Parkı lehine bir haber duydunuz mu? Veya sabah aldığınız gazetede, Gezi Parkı lehine bir yazı okudunuz mu?

Geçmişe dönün. Ana akım medya dediğimiz kanalların, gazetelerin bu kadar hükümet odaklı olmadığı zamanları anımsayın. Birinin dediğini diğerinin onayladığı görülmüş müydü? Hürriyet'in ak dediğine Sabah kara demese bile koyu gri derdi bir zamanlar. Şimdi ne oldu peki? Hepsi ağız birliği içinde. Normal mi sizce bu durum?

Kendini paraya ve güce satmış bir medyadan ülke insanının öğrenebileceği gerçek var mıdır sorusunun cevabını arıyorum kendi içimde. Hükümet yanlısı olmayanın kronik muhalif olduğu bir medyada tarafsız bir gazete bulmak mümkün mü? Hakkını yemeyeyim, bir veya iki tane gazete var, sürekli takip ettiğim. Onun haricinde tek derdi "aman bana dokunmasınlar da" olan gazete patronlarının, kanal sahiplerinin olduğu bir ülkede yaşıyoruz. Ve inanın doğru haber bulmak doğru insan bulmak kadar zor bu günlerde.

Tabi hal böyle olunca, gücünü hükümetten alan gazetelerin, televizyon kanallarının yaşadığı ego patlaması da öngörülen bir sonuç oluyor. Nasıl olmasın? Hükümetin yaptığı her işi meşru gösteren bir kanala bulaşmak direk hükümete bulaşmak değil midir? Ve hükümet seneler boyu omuz omuza çalıştığı insanlara bile acımazken, onun meşru zeminine saldıranlara acır mı?

Cumhuriyet kisvesi altındaki korku imparatorluğunun içinde yaşıyoruz anlayacağınız. Yalnız bir mesele daha var. Bizim kaybedeceğimiz çok bir şey kalmadı artık. Paramızı, hakkımızı hatta itibarımızı çoktan kaybettik. Ancak hükümet henüz pek bir şey kaybetmedi. Samimi söylüyorum, eğer bu dalkavuklara güvenerek dostlarına sırt dönmeye devam ederse önce itibarını, sonra çaldığı paralarını kaybedecek. Ve en son, hakkını çaldıkları tarafından hakları ellerinden alınacak.

Emin olun, bunlar olurken bu dalkavuk medya da bunları yapanlara alkış tutacak. Bu ülkede işler böyle yürüyor artık. Kimin güçlü olduğu değil, gücün kimde olduğu önemli.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder