1 Mart 2014 Cumartesi

Uçkurlu Meseleler

Direk konuya giriyorum, sıkı tutunun.

17 Aralık'tan bu yana ülke 11 senede görmediği kadar atama ve kanun değişikliği gördü. Abartıyor muyum? Peki o zaman şöyle diyeyim. 11 senede gördüğü kadar atama ve kanun değişikliği gördü. Örneğin;

HSYK'nın başkanı var.
Bu başkan aynı zamanda adalet bakanı.
Adalet bakanı kimdir? Hükümetin bakanı.
HSYK başkanı hakim ve savcıların görevini belirler.
Yani adalet bakanı hakim ve savcıların görevini belirler.
Dolayısıyla hükümet hakim ve savcıların görevini belirler.

Bu mantığı kurmak için on beş bilinmeyenli denklemin türevini alıp, çıkan sonucu fonksiyon halinde yazdıktan sonra, x sıfırdan sonsuza olmak üzere, integralini hesaplamaya gerek yok. Bu mantığı kurmak bakanın iki saniyesini almaz. Aynı şekilde, hakim ve savcı atamak da Bakan'ın iki saniyesini almayacak.

Yani ne oldu? Hakimler, savcılar, mahkemeler derken adalet hükümetin yörüngesine oturdu. İnternet düzenlemesiyle internetin aynı yörüngeye oturması gibi...

Türkiye topraklarında zina suç değil. Nedir zina? Evlilik dışı ilişki. Yani isteyen istediğiyle, karşı taraf da istiyorsa, felekten bir gece, hatta gündüz, belki hemen uyandıktan sonra, belki de akşam üzeri çalabilir. Ve bunu yasaklayan herhangi bir yasak, kanun düzenlemesi bulunmaz.

Ama aynı kişi internet üzerinden, koskoca porno sektörü tarafından kendini tatmin için oluşturulmuş filmleri izleyemez. Çünkü izlemesi hatta izlemeyi teklif dahi etmesi ayıptır. Günahtır. Üstüne üstlük yeni çıkan internet yasası ile suçtur.

Yani burada kanunu düzenleyen şair diyor diyor ki, eğer insani bir ihtiyacın varsa git kendine birini bul. İşi sanal düzeyde değil gerçek düzeyde yaşa. Dışarıda bu işi yaparsan seni zani diye damgalamam. Ama porno izlersen seni pornocu ilan ederim. Porno lobisinden gösteririm ve Zeus gibi elimde tuttuğum tüm yıldırımları kıçına kıçına fırlatırım.

(Hemen kısa bir anekdot düşeyim. Fuck kelimesi nasıl ortaya çıkmış bir bakalım.)

Anlayacağınız, canımız ciğerimiz İslamcı hükümetimiz, halkı uçkurunu çözsün diye elinden geleni yapmaktadır. Nasıl derler, sanki bana Kral VIII. Henry...


Bir de ne var biliyor musunuz? Şu son internet düzenlemesinden sonra benim bu sayfayı kapatmam gerekiyor. Yoksa çok özgür ifadelerimden dolayı geleceğim elimden gidebilir. Şaka gibi geliyor biliyorum, ama durum bu. Korkudan bir tarafı tutuşan medya gibi ben de yalnızca penguenlerden, aşk şiirlerinden falan bahsetmeliyim. Çok yalnız olan fok balıklarını anlatmalıyım. Zira çok yaşayasıca padişahımız eleştirilmekten hiç hoşlanmıyor.

Ne yapayım, kapatayım mı diye düşünürken aklıma sadece tek bir cümle geliyor.

Aaamannn beaaaa...

Sonraki yazıda görüşmek üzere.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder