İstikrar

İstikrar son yıllarda oldukça sık duyduğumuz bir kelime haline geldi. Özellikle iktidar partisine kapatılma davası açıldığı dönemde "istikrar sürsün" propagandası ile kullanımı arttı. Peki istikrar nedir?

"İstikrar: 1- Aynı kararda, biçimde sürme, kararlılık. Örnek: Devletini, sağlam bir bir iman ve istikrar müessesesi olarak teşkilatlandırmıştır. S.Ayverdi 2- Yerleşme, oturma. 3- Denge. 4- Ödemeler dengesinde, istihadamda düzen. 5- Kararlılık. 6- Bir ekonomide genel fiyatlar düzeyi, işlendirme hacmi, ödemeler bilançosu, faiz oranları ve döviz kurları gibi değişkenlerin kararlı bir dengede olduğu, iç veya dılş faktörler nedeniyle önemli değişikliklerin gerçekleşmesinin beklemediği durum."

Kelime anlamı aynen bu şekilde. Hastayken stabil olmak gibi, senelerce bakkalı olup bir adım büyümemek gibi bir şey bu istikrar. Ya da kumbarasına her gün bir lira atan adamın, bir lira atmaya senelerce devam etmesi...

Geçen cumartesi günü açık öğretim sınavları nedeniyle Kocaeli Üniversitesi Arslanbey kampüsündeydim. Arslanbey kampüsü gayet sakin, genişçe bir arazinin ortasında doğayla iç içe bir yapı. Ben de ağaç altında otururken kitap okumayı, hafif esen rüzgarın kitap sayfalarını okşamasını severim. Nitekim bir ağaç gölgesindeki banka oturup kitabımı okumaya koyuldum. Biraz sonra karşımdaki banka eşini beklemekte olan bir adam geldi. Ondan bir iki dakika sonra solumdaki banka aynı sebeple bekleyen bir başkası geldi. En son, karşımdaki banka yine eşini bekleyen bir adam daha geldi. Birbirlerini tanıyormuş gibi başladılar muhabbet etmeye.

Uzun uzadıya muhabbeti yazmadan, yazının konusuyla ilgili bölümü kesip önünüze koyuyorum. Kişilerimiz 1, 2 ve 3 olarak adlandırıldı:

2- Bak ben polisim. Ailemde kimse yok polis olan. Uğraşıp didinip polis oldum, senelerdir de polislik yapıyorum.
1- Abi senin işin de zor be. Mesela şu kapılarda nöbet tutanlar, yazık vallahi. Ekstra para falan alıyorlar mı?
2- Yok be ne parası alacaklar. Zorunlu görev bu. Ehliyet sınavında mesai yazarlar sadece. Ama o görevi de arkası olan adamlara verirler. Herkese para kazanacağı iş vermezler yani.
1- Hadi ya.
2- Tabi ne sandın. Ben sayın başbakanımın söylediklerine aynen katılıyorum o yüzden. Paralel devlet var kardeşim. Bak ben kimsenin adamı değilim. O yüzden bazen sıkıntı da çekiyorum. Ama kimse kalkıp da bana sen şusun busun diye posta koyamıyor yani.
3- Öyle çok keskin ayrımlar var mı hocam?
2- Keskin ayrım falan bilmem ben. Bu seçimlerden önce ortalık bayağı karışıktı. Allah'tan sayın başbakanımızın istediği gibi oldu da... Ben anlamıyorum zaten. Tutmuşlar muhalefet diye yolsuzlukları gösteriyorlar. E siz de yaptınız zamanında. Başka bir muhalefet konusu bulsalar bence çok daha fazla oy alırlardı. Yolsuzlukla falan olacak iş değil bu.
3- Tabi abi ya. Hepsi yiyorlar. Zaten AKP'nin kazanmasının sebebi de istikrarın sürmesi. Türk halkı macera istemiyor artık. Ne haldeysek o şekilde kalalım abi. İyi olsun, kötü olsun ama aynı olsun. Artık başka macera istemiyoruz.

Bir halk, macera istemediğini bu şekilde ortaya koyuyor işte. Bir halk vazgeçtiğini, bana dokunmayan yılan bin yaşasıncılığını böyle gözler önüne seriyor...

Sırf eşi maaşına 100-200 lira zam alsın diye, tatil günlerinde sabahın köründe kalkıp yaşadığı şehrin en ücra köşelerine sınav için gelen adamlar, hallerinden memnun olmasalar da istikrar istiyorlar bu ülkede. Burada iğneyi hem iktidara hem muhalefete batırmalıyız kanaatindeyim. Aslında ben uzun zamandır Türkiye'de siyasetin sorgulanması taraftarıyım. Zira halkı bu derece karamsar bir iyimserliğe sevk eden Türkiye siyasetinden başkası değil.

Herkesin içinde bir değişim sevgisi vardır. Fakat bu değişim, güvenilir ellerden olursa istenir. Halka güvence veremeyen, samimi olmayan siyasetçiler iktidarda değişim olması gerektiğini söylerse, insanların iktidar partisine dört elle sarılması kaçınılmaz son olacaktır. Görüldüğü gibi oldu da.

Şimdi önümüzde cumhurbaşkanlığı seçimleri var. Muhalefet partileri oturup adam akıllı müzakere etmeliler artık. Halkın sevip isteyeceği bir adam çıkarmazlarsa, 3 dönemdir iktidar partisi lideri olan Erdoğan'ı Çankaya'da görmeleri işten bile değil.