29 Temmuz 2014 Salı

Sıcaktan Mum Olmak

Etine dolgun ve alabildiğine yorgun bir geceden yazıyorum sana. Çok uzaklardayım. Karanlığın kat kat olmuş göbeğinde yatıyorum. Tombul ayakları boşlukta sallanırken koluma değiyor. Ürperiyorum. Gerdanından burnuma ağır bir ter kokusu geliyor. Nerede yarin kokusu, nerede gecenin kokusu... Bozuk sirke gibi kokuyor Allahsız. Babaanne elinden çıkmış dolmaya benzeyen parmaklarıyla saçlarımı okşuyor. Titriyorum. Göbeğinin her kıvrımını oynatan bir kahkaha koparıveriyor. Biliyor korktuğumu Allahsız biliyor. Bildiği için daha çok üzerime oynuyor. Kütük gibi kollarıyla omuzlarımdan sarıyor. Omuzlarım çubuk kraker gibi kıtırdıyor.

Bu etine dolgun gece bir acayip. Ben de bir acayibim. Üstümde koskoca bir Ramazan'ın yorgunluğu var. Bazen istemsizce kasılıyor vücudum. O göbekteki tüm yağ zerreciklerini harekete geçiyorum istemeden. O zaman sinirleniyor işte gece. Lütfedip savurduğu iki gidim nefesi de çok görüyor. Rüzgarsızlıktan boğulacak gibi oluyorum. Öyle bir an ki bu, o rüzgarın taşıdığı ter kokusuna bile hasret çekiyorum. İşte o zaman şehla gözlerine ıslak köpek yavrusu gibi bakıyorum. Bakıyorum ki biraz merhamet etsin. Üzerime var gücüyle üflesin. Üflemiyor Allahsız üflemiyor. Üflemiyor...

Gecenin yağlı göbeğinin üzerinde sıcaktan mum oldum, eriyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder