20 Kasım 2014 Perşembe

Deli Saçması

Ya topluma mal olacağız ya topluca mal olacağız delikanlı. Ya delileri kabulleneceğiz ya da delirmeyi.

Orta yolda yürümekten çok sıkıldım delikanlı. He demekten, boyun bükmekten... Kıyafet yönetmeliğine uyup beyaz gömlek giymekten sıkıldım. Giydiğimiz ateşten gömlek olsun delikanlı. İçtiğimiz kızılcık şerbeti olsun. Yollar ister gitsin ister dursun gayrı. Hiç önemli değil biz yürüdükten sonrası...

Metaforlar ve ideolojiler benimsedik. Koca alimlerin fikirlerini özümsedik. Yılmadan okuyup bir şeyler öğrendik. Ama hep başımızı yere eğdik delikanlı. Hep gözlerimizi kaçırdık. Ölenlere rahmet dileyip işimize baktık. Yananlara ah vah deyip denizlere daldık. Açları düşünmeden hep tok yattık. Yetmedi mi delikanlı?

Ne güzeldik çocukken oysa. Patlak topu bisikletçiye yamatır mahalle maçı yapardık. Bilmediğimiz sokaklara girer tanımadığımız insanların zillerine basıp kaçardık. Misket oynar kızların ipini bozardık. Acayip kavga eder ilaç arabasının peşinde koşarken barışırdık. Ne zaman koptuk biliyor musun delikanlı? O aptal cesaretimiz kırıldığında. Yüreğimiz korkulara boğulduğunda.

Aptallık kötü delikanlı. Aklını kullanamamak kötü ya, kullanmamak daha kötü. Bizi ilk öğretmen babamıza gammazlamasın diye arkadaşları satmamız böldü. Sonra devam ettik parçalanmaya. Önce günah keçileri düştü. Aramızdaki o büyülü bağ bozulmuştu ne de olsa. Her gidenin ardından yeni bir günah keçisi bulundu. O zaman fark edemedik ama delikanlı, ardından devran bize döndü. Biz de tattık dışlanmayı. Ve ilk o zaman kapladı yüreğimizi, toplumdan dışlanmamak gerektiğini söyleyen saçma tasarı.

Aptal cesareti iyiydi aslında. Tek başımıza güçsüzdük evet; ama o zamana hiç tek başımıza kalmadık ki delikanlı. Hep kolladık dara düşen dostun arkasını. Ta o zaman keşfetmiştik aslında birlikten doğan muazzam kuvveti. Bilemedik kadrini, o başka... Nedense yitince anlaşılıyor böyle değerlerin kıymeti...

Şimdi ise delikanlı, ilkokul sıralarında bizi saran o saçma tasarı, tüm hayatımıza hükmeder oldu. Tek olduğumuz hissi o günden bugüne içimizdeki tek duyguydu. Ama artık yeter! Yeter delikanlı. Artık yeter deme zamanı. Tek olmadığımızı tüm dünya anlamalı. Birken sahip olduğumuz kuvveti görüp, bizi küçük kaplara sıkıştırıp kendini emniyete aldığını sanan sistem korkmalı. Biz değil! Hayır delikanlı. Bir olmak amaca giden araç değil, doğru yoldaki tek amaç olmalı.

Kalk artık delikanlı. Sıyrıl giydiğin deli gömleğinden. Ateşten gömlekler beklemekte şimdi. Kızılcık şerbeti yiğitçe içilmeli. Ve tüm dünya hep bir ağızdan söylediğimiz şu sözleri dinlemeli:

...

"Süreyya Bey ilaç saatiniz geldi."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder