23 Ocak 2015 Cuma

Tasalanma

Tasalanma. Tasalanmak zekilere has bir duygu. Sen iki ile ikiyi çarpamazsın küçük. Donunda dışkı lekesi varken tasalanma. Tasanın insana kattığı ciddiyet sana iki beden büyük. Sen oyun oyna. Umursamaz ol. Tek derdin yarın bilgisayar oyununda yeneceğin asosyal arkadaşların olsun. Paraya tasalanma. Vatana tasalanma. Millete tasalanma. Dine, tarihe, ananeye tasalanma. Burnundan akan yeşil renkli sümüğe tasalan. Hatta ona bile tasalanma, bırak annen tasalansın. Zaten annenin tasalanacağı pek bir şey olmamalı. O da akşam yapacağı yemeğe tasalansın. Burnundan akan yeşil sümüğe, notlarının düşüklüğüne, kozmetik zamlarına tasalansın. Bıyığından başka ne tasası olur ki annenin? Ama baban kendi bıyığına tasalanmasın. Arabasından gelen sese tasalansın. Annenin yaşlanmasına, tuttuğu takıma, maaş zammına tasalansın.

Herkes kendi görevine tasalansın küçük. Kimse başkasına tasalanmasın. Neden tasalansınlar ki? Adalet mahkemenin, siyaset meclisin görevi değil mi? Ölen de kendi çocuğun olmadıktan sonra tasalanıp üzülmenin mantığı nedir ki?

Bir KORKMAZ geçti bu hayattan ama sen tasalanma küçük. Ön sırandaki kız saçıni çektin diye şikayet ettiğinde tasalan. Ali İsmail kimsenin tasası değil. Kimse tasalanmasın. Adalet hiç beklenmeyen anda aniden gelir!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder